“Modernin İcrası: Atatürk Kültür Merkezi 1946-1977”* 2012-2013’te SALT Galata’da gerçekleştirilen aynı adlı sergiden yapılmış bir görsel seçkidir. Bu seçkide, 1940’larda Taksim Meydanı’na yapılması öngörülen Opera Binası’nın (bugünkü adıyla Atatürk Kültür Merkezi) geçirdiği süreçler, yapının günümüzdeki halinin mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun arşivinden derlenen görseller ve onları destekleyen metinler yer almaktadır. Modernin önemli yapısal sembollerinden biri olarak Atatürk Kültür Merkezi, Hayati Tabanlıoğlu’nun nihai mimari müellif olarak devreye girdiği 1956 yılından önce de farklı işverenlerin atadığı farklı mimarlar tarafından ele alınmış; tüm süreç boyunca ekonomik yetersizlik, yangın ve teknik altyapı problemleri gibi talihsizlikler geçirse de günümüze kadar gelmeyi başarabilmiştir.
Modernin İstanbul’daki icrasının önemli temsil araçlarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi’nin geçirdiği süreçler aynı zamanda İstanbul’un en kritik mekânlarından Taksim’in hikâyesiyle birlikte bir mimari, sanatsal ve sosyolojik tarih anlatısıdır.
Fransız mimar ve kent tasarımcısı Henri Prost’un 1936-1937’de İstanbul için hazırladığı nazım planı önerisi, İsmet İnönü tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Plan, Topçu Kışlası ve çevresindeki mezarlık alanlarının parka dönüştürülmesini, aynı zamanda Taksim Meydanı’na bir opera binası yapılmasını öngörüyordu. Henri Prost, bölgeyi canlandıracak iki önemli kültür yapısını (İstanbul Operası ve Şişhane Komedi Tiyatrosu) tasarlamak üzere İstanbul Belediyesi’ne Fransız mimar Auguste Perret’yi önerdi. İstanbul’a davet edilen Perret, İstanbul Operası için bir proje hazırladı. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle bu proje uygulanamadı.
İstanbul Belediyesi’nin siparişi üzerine Rükneddin Güney ve Feridun Kip, İstanbul Operası için yeni bir proje hazırladı. Taksim Meydanı’nda yer alan Elektrik İdaresi’ne ait konağın arazisi İstanbul Operası’na tahsis edildi. 29 Mayıs 1946’da, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar döneminde binanın temeli atıldı. Şehir operası olarak inşasına başlanan binanın yapımı, belediye imkânlarıyla ikmal edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine 1953 yılında Maliye Bakanlığı’na devredildi; yapının gerçekleştirilme görevi ise Bayındırlık Bakanlığı’na verilerek çalışmalara 1956 yılında başlandı.
Bayındırlık Bakanlığı’nın isteği üzerine Paul Bonatz, Rükneddin Güney ve Feridun Kip'in tasarladığı projeyi inceleyerek eskizler gerçekleştirdi; ancak onun önerisi geliştirilmedi. Güney ve Kip ikilisi, tahminen 1956 yılında, projede revizyon yaptı; yeni proje ilkine göre daha modern bir görünüme sahip idi.
Güney-Kip ikilisinin güncellenmiş projeleri ile Bayındırlık Bakanlığı’nda çalışmaya başlayan Hayati Tabanlıoğlu’nun geliştirdiği yeni proje önerisi tiyatro konusunda dönemin uzmanı sayılan Prof. Gerhard Graubner tarafından incelendi. Graubner’in her iki proje için hazırladığı rapora göre Tabanlıoğlu’nun projesi uygulamaya uygun bulundu ve nihai proje süreci böylece 1956’da Bayındırlık Bakanlığı’nın, opera ve tiyatro binaları üzerine birçok çalışma yapmış olan Hayati Tabanlıoğlu’nu görevlendirmesi ile başladı. Başlangıçta sadece opera binası olarak düşünülen bina, statik, tesisat, sahne tekniği ve akustik uzmanların işbirliğiyle ‘kültür merkezi’ niteliği kazandı ve 1969’da İstanbul Kültür Sarayı adıyla açıldı.
27 Mayıs 1960 askeri darbesi, inşaat sürecini üç yıl duraklattı. Nihayet 12 Nisan 1969’da bina İstanbul Kültür Sarayı olarak açıldı. Birbirinden bağımsız kuruluşlar olan Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları’na tahsis edildi. Görkemli bir törenle hizmete giren Kültür Sarayı’nın açılış gecesinde Ferit Tüzün’ün Çeşmebaşı Balesi ile Verdi’nin Aida Operası sahnelendi.
27 Kasım 1970’te Arthur Miller’ın "Cadı Kazanı" isimli oyunun temsili sırasında yangın çıktı. İstanbul Kültür Sarayı kullanılamaz hâle geldi. Yangında can kaybı olmadı ancak bina ile beraber IV. Murat adlı oyunun galası için Topkapı Sarayı’ndan getirtilmiş eşyaların bir kısmı da yandı. Yangının kaynağı tespit edilemedi.
Hayati Tabanlıoğlu tarafından ikinci kez projelendirilen bina, iç mekânlar ve tesisatta yeni teknolojilerle yapılan değişikliklerle 1977 yılında kullanıma hazır duruma getirildi. 6 Ekim 1978’de Kültür Sarayı, Atatürk Kültür Merkezi ismi ile yeniden açıldı.
2005’de ekonomik ömrünü tamamlamış olduğu gerekçesiyle dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç tarafından binanın yıkılması önerildi. Ancak sanat ve mimarlık platformlarının, sivil inisiyatiflerin yoğun tepkisi, ısrarlı gösteriler ve basının desteğiyle yeniden yapılan değerlendirmeler sonucunda Kasım 2007’de İstanbul 2 No'lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi'ni 1. grup kültür varlığı olarak tescil etti ve böylece yıkım gerçekleşmedi. Kasım 2008’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından imzalanan protokolle Atatürk Kültür Merkezi'nin yenileme projesini hazırlamak üzere Tabanlıoğlu Mimarlık görevlendirildi. Tadilat, Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası’nın açtığı dava nedeniyle mahkeme kararıyla durduruldu. Restorasyonu yarım kalan bina Mart 2018’de yeniden yapılmak üzere yıkıldı. Şubat 2019’da temeli atılan yeni yapının açılışı 29 Ekim 2021’de yapıldı.
Metin: Aslı Can (2014)
*Küratörler: Pelin Derviş ve Gökhan Karakuş