Türkiye’de çağdaş sanatın öncülerinden Cengiz Çekil, 1970’lerin başında devlet bursuyla gittiği Paris’te kavramsal sanatla tanıştı. 2015’teki aramızdan ayrılışına kadar yapıtlarını geleneksel malzemelerin dışına çıkarak gündelik nesneler ve buluntu eşyalarla üretmeyi, zaman kavramını toplumsal ve siyasi boyutlarıyla işlerine dahil etmeyi sürdürdü.
Cengiz Çekil’in "Saklı Işık" isimli yapıtında, bir sığınak ya da evi çağrıştıracak şekilde kare formunda istiflenmiş gri beton plakaların pencereyi ya da kapıyı andıran boşluklarından dışarıya ışık süzülür. Malzeme kullanımıyla şehirleşme ve betonlaşma sorunlarına işaret eden Çekil, eserlerinde öğrencilik yıllarından itibaren sıklıkla ısıyı ve ışığı yaşamın bir belirtisi olarak kullanır. Sanatçının anıt mezar motifini ele aldığı eserlerinden "Saklı Işık", ortam koşullarından ve dışarıdaki tehlikelerden korunma ihtiyacı ve bu ihtiyacın karşılanmasının bir koşutu olarak öne çıkan kısıtlanma ve tanımsız bir ağırlık altında ezilme hissini de yansıtır.
Yerleştirmeyi ilk kez 1987 yılında İzmir Türk-Amerikan Derneği’nde "Dönüştürme-k" adıyla sergileyen Çekil, daha sonraki sergilemelerde "Saklı Işık" başlığını tercih etmiştir.