Ayşe Erkmen’in sanat pratiği sanatçının mekân, zaman ve malzemeyle kurduğu kavramsal ilişkilerden beslenir. İşlerinin deneyimine beklenmedik yön ve mesafeleri, mimari ve çevresel ölçekleri, görünenlerin yanı sıra görünmeyenleri de ekleyen Erkmen’in kimi yapıtlarında renk ve tipografi başat bir rol oynar. Mesela daktilonun virgül, parantez ve alt çizgi gibi tipografik işaretlerini kullanarak kendi fontunu yaratır ya da ödünç aldığı hazır fontları işlerine dahil eder. Renkler ise çoğu kez hazır bir malzeme gibi Pantone renk kodları arasından seçilir ya da hazır malzemelerin renkleriyle birlikte işin içerisine yerleşir. Ayşe Erkmen "Harflerin Renkleri" adlı işinde kendi sahip olduğu harf-renk sinestezisini görünür hâle getirip, harfleri ve rakamları izleyicinin algısında da renklendirir. Sanatçının Vag Rounded Black fontundan pleksiglasa aktardığı ve iki parçalı duvar üzerine sanki iki sayfaya yayılmış gibi yerleştirdiği italik harfler, Erkmen’in onları gördüğü renkleriyle karşımıza çıkar. Erkmen’e göre A daima kırmızıdır. E ise daima koyu lacivert.