Almanya’da toplumsal ve ekonomik baskının son derece ağırlaştığı savaş sonrası koşullarda yetişen Sigmar Polke, otorite biçimlerine, sınıflandırmaya ve alışkanlıkların kural haline gelmesine karşı eleştirel bir tavır geliştirmiştir. Sanat üretimine yaklaşımı, deneysel, provokatif ve çokkatmanlı bir nitelik taşır. Polke, 1963 yılında, Düsseldorf Sanat Akademisi’nde öğrenci olduğu sırada, aralarında Gerhard Richter’in de bulunduğu bir grup sanatçıyla birlikte, hem devlet sosyalizminin sanatına ironik bir gönderme, hem de metalaşmış Batı dünyasının Pop Art’ına eleştirel bir yanıt içeren Kapitalist Gerçekçilik hareketini başlatır. Meta ve tüketim dünyasını ironik bir mesafeyle ele alan ve gündelik konulara odaklanan sanatsal üretimi aracılığıyla, kültürlü orta sınıf yerine sokaktaki insan için sanat üretmeyi amaçlar.
Beş taraflı bir kafes yapı görünümündeki “Kartoffelhaus” (Patates Ev), ahşap çıtalardan ve kafesin ek yerlerindeki çivilere takılmış taze patateslerden yapılmıştır. Savaş sonrası dönemde Almanya’da temel gıda maddesi haline gelmiş olan patates, Polke’nin yapıtlarında sık karşımıza çıkan bir unsurdur. Polke, her yerinden çeşitli yönlere doğru filizlenebilen bu sebzenin kendi kendini yeniden üretebilme kapasitesini heyecan verici bulur. Mimarisiyle Batı Almanya’da orta sınıfın bahçeli evlerindeki kulübeleri, beşikçatısıyla da Amerikan tarzı beyaz çitli evleri andıran yapı, bir duvarı eksik olduğu için ne muntazam bir kapalı yer ne de açıkta bırakılmış bir kafestir. Polke, patatesleri bu ev şeklindeki yapının kusursuz geometrisini bozan mizahi bir aykırılık olarak kullanır.
"Saat Kaç?", sergiden görünüm, Arter, 2019.
Visual arts ile ilgileniyor musunuz?
Size özel Culture Weekly ile yeni içeriklerden haberdar olun
Her şey hazır.
İlk Culture Weekly bülteniniz bu hafta gönderilecek.