Şakir Gökçebağ fotoğraf, heykel ve yerleştirmelerinde gündelik nesneleri parçalarına ayırarak, çoğaltarak ve birbirlerine ekleyerek yeni kurgular yaratır. Üretiminde sıklıkla yer verdiği kemer, mandal, süpürge, kova, şemsiye, halı, ayakkabı ve hatta tuvalet kâğıdı ruloları gibi sıradan nesneleri sanatın alanına dahil ederek eşya ile insan arasındaki ilişkiyi ve nesnelere bakışımızı mizahi biçimlerde yeniden düzenlemeye dair öneriler ortaya koyar. Gökçebağ’ın pratiği, seçilen bir öğenin dönüştürülüp yinelenmesi, nesnelerin orijinal işlevlerinden koparılıp görsel ritimler ve şaşırtıcı düzenlemeler aracılığıyla tekrar yorumlanması esasına dayanır.
Şakir Gökçebağ hazır nesneyi ele alış ve işleyiş biçimine dair ipuçları taşıyan "Rezistans 1" adlı yapıtında seyyar elektrik prizlerini birbirine takarak amorf bir yapı oluşturur. Prizlerin lego parçaları gibi birbirlerine eklenmesiyle ortaya çıkan bu çok başlı ve uzuvlu tuhaf form, elektrik akımının izleyeceği yolu bir hayli uzatarak da olsa, nihayet en ucuna takılan ampule enerji verip etrafı aydınlatır. "Rezistans 1"in tekrarlanarak başkalaştırılan nesnesi, birincil niteliklerini ve işlevini tamamen yitirmiş olmasa da, Gökçebağ’ın oyuncul jestiyle sıradışı bir forma kavuşur.