Japonya’daki Kyoto Seika Üniversitesi’nin ardından eğitimine Almanya’da devam eden Shiota’nın pratiği, görünürlük ve görünmezlik, aydınlık ve karanlık, hafıza ve kayıp, gerçeklik ve düş gibi ikilikler etrafında kurgulanan mekânsal ve performatif yerleştirmelerden oluşur. Shiota’nın bireysel ve kolektif belleğin labirentlerinde gezinen eserleri, yıpranmış ayakkabılar, eski valizler, anahtarlar, giysi parçaları, mobilyalar ve mektuplar gibi insan bedeni ve hafızayla ilgili gündelik eşyalar ve buluntu nesneleri kırmızı, siyah ve beyaz gibi farklı renklerde ipliklerle yarattığı puslu mekânlar içinde birbirlerine bağlar. Shiota, çocukken tanık olduğu bir yangının hafızasında bıraktığı izler de dahil olmak üzere, anılarından sıklıkla beslenerek ürettiği yapıtlarında, hareket ve etkileşimin olası biçimlerini araştırır; “yokluğun ortasında var olma” fikrinden yola çıkarak insanın kendi varoluşunu sorgulaması, kişisel bellek, yaşam ve ölüm gibi meselelerle ilgilenir.
"Varoluş Hâli (İskemle)"de, etrafı iplikten ağlarla sarılmış bir iskemle, sanatçının yarattığı koza içerisinde hafıza ile unutuş arasında asılı kalmışçasına havada durur. Chiharu Shiota, sanatçının imzası hâline gelen ve örümcek ağlarını anımsatan kendine has bir örme tekniğiyle iplikleri birbirine dolayarak, düğümleyerek, gererek, gevşeterek ürettiği bu yapıtının merkezine, insan bedeniyle doğrudan ilintili işlevsel bir nesne olan iskemleyi yerleştirir. Shiota’nın kullandığı siyah iplik, karanlık zamanlara, bilinçdışına ve görünmez âlemlere karşı duyduğumuz merakı ve korkuyu ifade eder. Görüşü kısıtlayan bir duman bulutunun ya da bir sağanağın orta yerinde gibi görünen iskemle, bu işgal edilmiş alanda yeni bir varlık kazanmakla kalmaz aynı zamanda gözün gördüğünden çok daha derinlere inen iplikler sayesinde düşünceleri de birbirine bağlayarak zihinsel bir manzaraya dönüşür.
Visual arts ile ilgileniyor musunuz?
Size özel Culture Weekly ile yeni içeriklerden haberdar olun
Her şey hazır.
İlk Culture Weekly bülteniniz bu hafta gönderilecek.