Sunan: Salt
“Yıl 1930, gençlik çağının heyecanlarını gölgede bırakacak kuvvetli bir zevkin tadını tatmış, kendimi İstanbul abidelerinin füsununa kaptırmıştım.” Ali Saim Ülgen, 1946
Ahmet Ersoy önderliğinde Mimarlık Vakfı tarafından ön tasnifi yapıldıktan sonra 2012 yılında SALT Araştırma bünyesine aktarılan ve 2013’te “Modern Türkiye’nin Osmanlı Mirasını Keşfi: Ali Saim Ülgen Arşivi” adlı sergiyle görselleştirilen Ali Saim Ülgen Arşivi, gerek boyutunun büyüklüğü, gerek içerdiği belgelerin değeri ve gerekse Ali Saim Ülgen’in kişiliği ve hayatına ve Osmanlı mirasına dair verdiği ipuçları açısından bir hazine niteliği taşır. “Ali Saim Ülgen Arşivi: Bir Kültürel Bellek ve Kişisel Tarih İnşası” seçkisi, farklı tür, boyut ve nitelikte yüz binlerce belgeden oluşan bu arşivden bir kesit sunmayı amaçlar. Seçkide, Ali Saim Ülgen’in 50 yıllık kısa hayatına sığdırdığı bu büyük arşiv, ikili bir okumaya tabi tutulmuştur.Bunlardan birincisi, arşivin görsel bir veri tabanı olarak değerlendirilmesi, ikincisi ve daha da önemlisi ise, her kişisel arşivde olduğu gibi, belgeler arasından Ali Saim Ülgen’in hayatı ve kişiliğinin farklı yönlerine dair izlerin sürülmesidir. Fotoğraflar, rölöve çizim ve krokileri, haritalar, broşürler, makaleler, yazışmalar, notlar ve benzeri birçok farklı türde belge içeren bu arşiv, farklı alanlar, bakış açıları ve araştırma biçimlerine olanak sağlamakta, bunun yanında Osmanlı coğrafyası anıtlarının kaydını ve nabzını tutmaktadır.
Şahsı Özelinde Ali Saim Ülgen
Ali Saim Ülgen arşivini değerlendirirken üzerinde durulması gereken ilk bölüm, Ali Saim Ülgen’in şahsi belgeleridir. Çok sayıda kimlik belgesi, kişisel mektuplar, kendisine ve ailesine ait fotoğraflar ve benzeri yüzlerce malzemeden oluşan bu kısım aynı zamanda Ali Saim Ülgen’in hayat hikayesini anlatan bir izler bütünüdür denebilir. 1913’te doğan Ali Saim Ülgen, 1938’de Güzel Sanatlar Akademisi yüksek mimarlık şubesinden mezun olur. Önce Almanya’ya, 1939’da ise Albert Gabriel’in davetiyle Fransa’ya giderek anıtların onarımı üzerine staj yapar. Yurda döndüğünde, Güzel Sanatlar Akademisi’nin mimarlık tarihi derslerinde Celal Esad Arseven’in asistanlığını yapar 1943’te Mimarlık Tarihi kürsüsünde ders verir İstanbul Arkeoloji Müzelerinde mimar olarak görev yapar anıtlar üzerine ilk uygulamalı çalışmaları başlatır. 1944’te Ankara Eski Eserler ve Müzeler Umum Müdürlüğü Anıtlar Şubesi’nde müdürlük görevine getirilir. Ankara Dİl Tarih ve Coğrafya Fakültesinde sanat tarihi dersleri verir 1951’de kuruluşunda önemli rol üstlendiği Gayrımenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’na üye olarak atanır 1953’te Vakıflar Genel Müdürlüğü Abide ve Yapı İşleri Dairesi’nde “mütehassıs müşavir” olur. binlerce anıtın belgelenmesi ve onarımında bizzat görev almış ve hayatını bu işe vakfetmiş olan Ülgen, 1963’te hayatını kaybeder.
Fotoğraf Şöleni
Ali Saim Ülgen Arşivi’nin belki de en dikkat çekici kısmını Ülgen’in gezi, araştırma ve çalışmalarında çektiği ya da topladığı farklı boyut, ton ve nitelikte on binlerce fotoğraf oluşturur. Bu fotoğaflar, tarihi belge niteliği sunmanın yanında aynı zamanda bir görsel şölen teşkil eder.Türkiye ve Osmanlı coğrafyasındaki belki şu an yerinde dahi olmayan birçok yapıyı belgeleyen, bu şekilde onları kültürel mirasa dahil ederek koruma ve onarım yolu açan yapı fotoğraflarının yanında, Ali Saim Ülgen’in gezilerine ait her anı gösteren fotoğraflar, izleyiciye yolda olma hissini yaşatır, onları Ali Saim Ülgen’in dünyasınabir yolculuğa çıkarır.
Restorasyon Çalışmaları
Uzun yıllar Vakıflar Genel Müdürlüğünde çalışan ve bu zaman zarfında yüzlerce yapının rölöve, restorasyon ve restitüsyon çalışmalarında yer alan Ali Saim Ülgen’in çizim ve eskizleri, arşivin en önemli bölümlerinden biri olarak değerlendirilir. Küçük boyutlu rölöve eskizlerinden büyük ve detaylı uygulama çizimlerine kadar farklı nitelikteki birçok dokümanı kapsayan bu bölüm, üzerinde çalışılan yapıların var olan durumlarını belgelemenin yanında yapılan restorasyon çalışmalarını da gösterir, dolayısıyla döneminin restorasyon pratiğine dair de önemli bir örnek oluşturur. Restorasyon çalışmaları aynı zamanda Vakıflar, Anıtlar Kurulu ve Ali Saim Ülgen’in görev aldığı benzeri kurumların yazışmalarını da içerir. Bu yazışmalarda söz konusu eserlerin durumlarına ayrıntılı olarak değinilir, üzerlerinde yapılan çalışmalar detaylı olarak tariflenir, işçi kayıtları tutulur, yıllık onarım listeleri yapılır.
Akademik Çalışmalar
Rölöve ve restorasyon çalışmalarının yanında uzun yıllar Ankara Üniversitesi Sanat Tarihi kürsüsünde çalışan Ali Saim Ülgen, arşivinde çok fazla akademik doküman da biriktirmiştir.Ülgen, meslek hayatı boyunca birçok makale yazar, kitap taslakları hazırlar, ancak mükemmelliyetçi karakteri bu eserlerin birçoğunu tamamlamasına olanak tanımaz. Vakıflar Dergisinde basılan birkaç makalesi ile bitirdiği az sayıda kitabın dışında arşivde fotoğrafların mizampajına kadar hazırlanmış onlarca kitap taslağı, üzerinde düzeltmeler yapılmış çok sayıda makale taslakları bulunur.Akademik çalışmaların bir diğer önemli bölümü, Ülgen’in kendi yazdığı Mimarlık Tarihi notlarından oluşur. Anlattığı dersin metinlerini ayrıntılı olarak düzenleyen Ülgen’in söz konusu yazılarında içeriğin mimarlık tarihinden öte bir Türk tarih anlatısı olduğu dikkat çeker. Mimari özelliklerinin yanında Ülgen bu metinlerde Ortaçağ ve hatta öncesinden beri var olagelen Türk devletlerini ayrıntılı olarak tarifler ve ilerlemeci bir Türk ve Türk mimarlık tarihi anlatısı kurgular.Ülgen’in Türklük ilgisi ve eğilimi 1930’ların, özellikle Ziya Gökalp’in metinleri ve yaratılan Türk Tarih Tezi kavramları çerçevesinde değerlendirildiğinde tesadüfi değildir. Dönemde genel bir Türk tarihi kurgulama , Türk mimarlığı inşa etme çabası bulunmaktadır. Böylesi bir eğitimle yetiştirilen Ülgen’in çalışmalarının yine Türklük ekseninde yoğunlaşması bu bağlamda hiç de şaşırtıcı değildir.
Şehir Rehberleri
Ali Saim Ülgen’in bir diğer yönü, şehir rehberlerine olan ilgisidir. Gezdiği yerlerden aldığı rehberleri biriktirmenin yanı sıra kendi ürettiği bir de İstanbul Turist Rehberi bulunur. Aslında bu İzmir, Ankara, Bursa ve Konya’yı kapsayacak büyük bir projedir ve bu şehirlerin rehberlerine yönelik etütlere arşivde rastlanmaktadır, ancak çeşitli finansal sebeplerle proje tamamlanamaz. Arşivde Ülgen’in kendi hazırladığı turist rehberinin yanında bu rehberleri hazırlamasında yardım teşkil etmesi için topladığı broşürler ile şehir rehberleri için yapılan farklı nitelikte etütler yer alır.
Bir Gezgin Olarak Ali Saim Ülgen
Mesleğinin gereklilikleri bir yana, muhtemelen kendi kişisel merakıyla da çok fazla seyahat eden Ali Saim Ülgen’i bir gezgin olarak tanımlamak yanlış olmaz. Bu gezilerini de yine diğer örneklerde olduğu gibi bir koleksiyoner titizliğiyle belgeleyen Ülgen, peçeteden kahve paketine, broşürlerden biletlere gezilere ait her şeyi biriktirir, bu da arşivin renkli bir diğer unsuruna dönüşür.
Tasarımcı Mimar
Ülgen’in mesleğinin mimarlık olduğunu hatırlayarak kendisinin aynı zamanda tasarımlar da yaptığını dikkate almak gerekir. Çok sayıda olmasa da arşivde camiden özel konuta, mobilyadan anıtlara çeşitli tasarımlara ait belgeler yer alır.
Mimar Sinan Kitabı
Ali Saim Ülgen’in şüphesiz olarak hayatının eseri kabul edilen ya da kendisinin öyle tasavvur ettiği, bitmemiş bir proje olan Mimar Sinan kitabı, arşivin çok değerli bir diğer parçasıdır. Mimar Sinan kitabı projesi, 1938’de, zamanının Türk Tarih Kurumu başkanı Afet İnan tarafından ortaya atılmıştır. Projenin Mustafa Kemal tarafından istendiği tahmin edilmektedir. Kitabın tarih metinlerinin Fuat Köprülü, mimarlık tarihi metinlerinin Albert Gabriel tarafından yazılması, çizimlerinin ise Ali Saim Ülgen tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Bu proje hiçbir zaman hayata geçememiş olsa da Ali Saim Ülgen, Sinan yapılarını belgeler, çizimlerini üretir, bu çizimler 1989’da Türk Tarih Kurumu tarafından basılır. Aynı zamanda Ali Saim Ülgen bu kitap için özel bir metin üretmiş, bu metin yine taslak olarak kalmıştır. Arşivde hem levhalar halinde çizimler, hem de taslak metin yer almaktadır.
Aslı Can, SALT Araştırma
Katkılarından dolayı Ahmet Ersoy ve Suha Ülgen'e teşekkür ederiz.
Tarih ile ilgileniyor musunuz?
Size özel Culture Weekly ile yeni içeriklerden haberdar olun
Her şey hazır.
İlk Culture Weekly bülteniniz bu hafta gönderilecek.