"Kuyulu Bostan Sokak'a girince, bir zamanlar gençlik arkadaşlarımın radyo dinleyip kâğıt oynadıkları kahvenin önünden, futbol oynadığımız okul bahçesinin hemen yanından yürüdüm. İçimdeki mantıklı kişi, bütün sarhoşluğuma rağmen ölmemişti, kapıyı Füsun'un babasının açacağını ve bir rezalet çıkacağını söylüyordu. Uzaktan evlerini ve aydınlık pencerelerini görene kadar yürüdüm. İkinci katın kestane ağacına yakın pencerelerine baktıkça yüreğim hızlanıyordu. Yıllar sonra müzemizin bu noktasında sergilensin diye sanatçıya bütün ayrıntılarıyla sipariş ettiğim bu resim, Füsunların evinde içeride yanan lambalardan turuncumsu bir renk almış pencereleri, arkadaki ayın ışığıyla dallan parıldayan kestane ağacını, bacalarla ve damlarla çizilmiş Nişantaşı göğünün arkasındaki lacivert gecenin derinliğini bir hayli iyi yansıtıyor da, benim o manzaraya bakarken hissettiğim kıskançlığı bilmem müze ziyaretçisine verebiliyor mu?" (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk)
"Kemal'in sözünü ettiği sanatçı Ahmet Işıkçı'dır. 1940 doğumlu İstanbullu ressam Ahmet Işıkçı’nın eserleri ilk defa burada bir müzede sergileniyor. Batı dışındaki milyonlarca sanatçı gibi Işıkçı’nın sorunu, resmederken “hakiki” olma yollarıyla aşırı dertlenmekti." (Şeylerin Masumiyeti, Orhan Pamuk)
"Kuyulu Bostan Sokak'a girince, bir zamanlar gençlik arkadaşlarımın radyo dinleyip kâğıt oynadıkları kahvenin önünden, futbol oynadığımız okul bahçesinin hemen yanından yürüdüm. İçimdeki mantıklı kişi, bütün sarhoşluğuma rağmen ölmemişti, kapıyı Füsun'un babasının açacağını ve bir rezalet çıkacağını söylüyordu. Uzaktan evlerini ve aydınlık pencerelerini görene kadar yürüdüm. İkinci katın kestane ağacına yakın pencerelerine baktıkça yüreğim hızlanıyordu. Yıllar sonra müzemizin bu noktasında sergilensin diye sanatçıya bütün ayrıntılarıyla sipariş ettiğim bu resim, Füsunların evinde içeride yanan lambalardan turuncumsu bir renk almış pencereleri, arkadaki ayın ışığıyla dallan parıldayan kestane ağacını, bacalarla ve damlarla çizilmiş Nişantaşı göğünün arkasındaki lacivert gecenin derinliğini bir hayli iyi yansıtıyor da, benim o manzaraya bakarken hissettiğim kıskançlığı bilmem müze ziyaretçisine verebiliyor mu?" (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk)
"Kemal'in sözünü ettiği sanatçı Ahmet Işıkçı'dır. 1940 doğumlu İstanbullu ressam Ahmet Işıkçı’nın eserleri ilk defa burada bir müzede sergileniyor. Batı dışındaki milyonlarca sanatçı gibi Işıkçı’nın sorunu, resmederken “hakiki” olma yollarıyla aşırı dertlenmekti." (Şeylerin Masumiyeti, Orhan Pamuk)