"Bir gün önce Fatih'ten aşağılarda, Haliç tarafındaki mahallelerde sokak sokak, dükkân dükkân Füsun'u aradıktan sonra, akşam bastıran yağmur yüzünden girmiştim otele. O Ocak günü bütün öğleden sonra, şehri terk eden Rumlardan kalma bakımsız taş binalarda, yıkılacakmış gibi duran boyalı ahşap konaklarda yaşayan aileleri, pencere pencere dikizlemiş, onların yoksulluğundan, kalabalığından, gürültüsünden, mutluluk ve mutsuzluklarından iyice yorgun düşmüştüm." (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk)
"Hayatımın sürekli mutluluklarından biri, Istanbul’un arka mahallelerinde, ücra sokaklarında yaptıgım uzun yürüyüşlerdir. Gençlik yıllarımda, lise ve üniversitede okurken derslerden kaçmak için, hüzünlendigim için hayatta ne yapacağımı bilmediğim ve buna dertlendigim için, daha önceden planlamadan çıkardım bu yürüyüşlere. Amacım şehrin eğlence yerlerini, renkli ve zengin vitrinlerini görmek degil, arka sokakların ruhunu ve ev içlerinde yasanan hayatları hissetmekti. Bazan ortadaki Ara Güler fotoğrafı gibi şeyler çekebilmek için yanıma ilkel bir fotoğraf makinesi alır, sağdaki üç küçük fotoğraf gibi şeyler çekerdim." (Şeylerin Masumiyeti, Orhan Pamuk)