"İki kat arasındaki bu kutuda müzede yapmaktan kaçındığım şeyi bir kereliğine yaptım. Yani Kemal'in topladığı şeylerin ne olduğunu ondan işittiğim gibi bir bir altlarına yazdım. " (Şeylerin Masumiyeti, Orhan Pamuk)
"Yemeklerden sonra Çetinin kullandığı arabayla İstinye’ye gidip bol tarçınlı tavuk göğsü yemek, ya da Emirgân'da kâğıt helvalı dondurmalarımızı gülüşe konuşa yerken Boğaz'ın karanlık sularına birlikte bakarak yürümek, bana insanın bu dünyada bulabileceği mutluluğun en deriniymiş gibi geliyordu. Bir akşam Füsun'un karşısında oturmanın verdiği huzur, içimdeki aşk cinlerini yatıştırınca, mutluluğun çok basit ve herkesin bilmesi gereken reçetesini keşfedip kendi kendime mırıldandığımı da hatırlıyorum: Mutluluk, insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır yalnızca." (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk)