"Gecenin sonuna kadar ağzımı bıçak açmadı. O sırada yaşadığım şeye başka pek çok dilde de "kalp kırıklığı" denildiği için, burada sergilediğim porselenden kırık kalbin müzemize gelen herkese acımı iyi anlatacağını düşünüyorum." (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk)
"Yaz sinemalarına, sinema bahçelerine kırılan kalbimizin masalını seyretmek için gideriz. Eşyalara bakıp hatıralarımızı bir film gibi yeniden görmek mümkün müdür? Masumiyet Müzesi bunun mümkün olduğuna, yani eşyaların sihrine inananlar tarafından yapılmıştır. Bize ilham veren şey, Kemal’in eşyalara olan inancıdır: Bu koleksiyoncu tutkusundan da başka bir duygudur: Asıl isteğimiz, şeylere bir fetişist gibi sahip olmak değil, onların sırrını anlamak! Bu sonbahar gecesinde sinema kalabalığının bakışında hissettiğimiz umudu biz de kendi kalbimizde taşıyoruz: Ruhumuz şeylere odaklandıkça, dünyanın bütünlüğünü kırık kalbimizde hissediyor ve acılarımızı kabul ediyoruz." (Şeylerin Masumiyeti, Orhan Pamuk)