Geometrik ve ilksel biçimlerden oluşan heykellerinde cam, demir, alüminyum, çelik, ahşap ve taş başta olmak üzere çeşitli malzemeler kullanan Osman Dinç, malzemelerinin tarihsel ve kültürel geçmişlerini araştırıp yapıtlarına dahil etmesinin yanı sıra jeolojik oluşum süreçlerini de öne çıkarır. Kişisel hikâyesinden, doğayla kurduğu bağlardan ve daha geniş ölçekte evrendeki canlı yaşamından esinlenen sanatçının yapıtlarında Arte Povera’nın organik veya inorganik malzemeleri ele alma biçimlerine ve Minimalizm’in basit geometrik formlar ile ilişkilenen kavram, nesne ve mekân önerilerine göndermeler okunabilir.
Osman Dinç’in "Ahlat'a Ağıt" isimli yapıtı, sanatçının 1984–2014 yılları arasında Denizli yöresinin tarlalarında çektiği ahlat ağacı fotoğraflarından oluşur. Önceki dönemlerde sayıları çok daha fazlayken, bu ağaçların çoğu tarımın endüstrileşmesiyle beraber kesilmiş ve geniş tarım arazilerinde tek bırakılmıştır. Birbirine mesafeli duran ağaçlar hayvanlara ve tarlada çalışanlara durup yaslanabilecekleri bir gövde, dinlenebilecekleri bir gölgelik sağlamak üzere bırakılmışlardır. Dinç, fotoğrafların her birini, çalınacak birer besteymişçesine bir nota sehpası üzerinde sunar. Fotoğrafları, arazide tek başlarına duran ağaçlar gibi, nota sehpaları üzerine teker teker yerleştirir. Sanatçı, bir yandan nota sehpalarını altına sığınılacak bir ağaçla bir araya getirirken, bir yandan da bu farklı zaman ve yerlerden ağaçların fotoğraflarını bir sessizlik senfonisinde buluşturur.