Sanatın herkes tarafından erişilebilir, kolay anlaşılır ve eğlenceli olması gerektiğini savunan George Maciunas, 1960’lı yıllarda ABD, Avrupa ve Japonya’dan pek çok sanatçının Fluxus ağı etrafında buluşmasına öncülük eder. Maciunas’ın yapıtları, deneysel müzik, mimarlık, edebiyat, dilbilim ve görsel sanatlar gibi çeşitli alanlar arasındaki etkileşimlere dayanır. "Flux Pinpon", alışılmamış bir pinpon setidir: Oyun masası ikiye bölünmüş, kırılmış ve delinmiştir, oyuncuların alanlarını ayırmaya yarayan ağ yoktur. Aynı şekilde raketler de değiştirilmiş, üzerlerine oynamayı imkânsız hâle getirecek delikler açılmış veya çeşitli nesneler eklenmiştir. Oyunun kurallarının bozulduğu, kazanmak için gerekli fiziksel ve stratejik becerilerin geçerliliğini yitirdiği bu sistemde, rekabet de kendiliğinden devre dışı kalır. Oyuncuların kendi kurallarını icat ettikleri, kazanmanın yerini birlikte eğlenmenin aldığı yeni bir oyun başlar.