Thu Van Tran, yerleştirme, video, fotoğraf, heykel ve çizimi kapsayan eserlerinde, tarihsel bir perspektiften ve özellikle de doğum yeri olan Vietnam ile 1981 yılında iki yaşındayken ailesiyle birlikte sığınmacı olarak göç ettikleri Fransa arasındaki kolonyal ilişkiye atıfla sömürgecilik ve kimlik meselelerini ele alır. Çalışmalarında şiddet ve sömürü tarihini irdeleyen Tran, dil ve edebiyatla da yakından ilgilenir. Sanatçının sömürgeleştirilmiş bir kültürde dilin sahip olduğu ikiliğe dikkat çeken eserleri aynı zamanda kelimeleri ve yazıyı somutlaştırma biçimleri üzerinde durur.
Thu Van Tran’ın "Karanlığın Yüreği" başlıklı yerleştirmesi Joseph Conrad’ın aynı isimli kısa romanından yola çıkar. Roman, Afrika’nın sömürgeleştirilmesinde ana ulaşım hatlarından biri olarak kullanılan Kongo Nehri’nde bir Belçika şirketi için çalışan Britanyalı genç bir memurun tanıklıklarını aktarır. Romanın geçtiği egzotik ortam ve yerlilerin yaşadığı uygarlık öncesi, yabani doğa tasvirleri dönemin hâkim sömürgeci ideolojisini yansıtır. Lehçe, Fransızca ve İngilizce bilen Conrad, Kongo seyahati sonrası orada tanık olduğu olaylar nedeniyle yaşadığı afaziyi aşmak amacıyla "Karanlığın Yüreği"ni (daha az aşina olduğu bir dil olan) İngilizce yazmayı seçmiştir. Sergideki yerleştirmesi ile Thu Van Tran, Conrad’ın romanını İngilizceden –kendi sürgün dili olan Fransızcaya çevirerek bir geri dönüş yolculuğuna çıkar. Sanatçı kendi öznel çevirisini giderek daha da karanlık ve okunamaz hâle gelen 60 sayfa üstünde sunar. Bu görsel değişim ve karanlığa doğru gidiş sadece kitabın merkezinde yer alan karanlığı görselleştirmekle/somutlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda, daha geniş bir ölçekte, siyasal bir eylem olarak çevirinin rolünü vurgular. Kendi öznelliğini ve sesini ifade edebilmek için Conrad’ın romanının postkolonyal bir okumasını yapan sanatçı, diğer yandan da unutmanın hatırlamaya içkin, kurucu bir nitelik taşıdığına işaret ederek hafıza için yeni deneyimler üretir.