Ferhat Özgür’ün resim, fotoğraf, video ve yerleştirme gibi farklı mecraları kapsayan üretimi, toplumla birey arasındaki ilişkilere yoğunlaşır; kent yaşamının beraberinde getirdiği kimlik ve aidiyet sorunlarını, göçle şekillenen kültürel coğrafyayı ve yerinden edilmişliğin zorlayıcı süreçlerini konu edinir. 1970’ler Türkiye’sinin toplumsal-siyasal ikliminde şehir ve sokakların geçirdiği dönüşüm, sanatçı için önemli bir esin kaynağı olmuştur. Özgür’ün gündelik deneyimler, eylemler ve kent yaşamına dair gözlemlerden beslenen video ve fotoğrafları, tek bir mekânla sınırlı kalmayan, herhangi bir yerde gerçekleştirilebilecek performatif kurgularla şekillenir.
"Bırak Güneş İçeri Girsin", Ferhat Özgür’ün 2012 yılında Paris’teki Cité Internationale des Arts’ın misafir sanatçı programına katıldığı dönemde ürettiği serinin bir parçasıdır. Sanatçının stüdyo ve yaşam alanı olarak kendisine tahsis edilen odada çektiği bu siyah beyaz fotoğraf, Özgür’ün belki de en sıradışı ve enigmatik işlerinden biridir. Üstüne çıktığı bir tabure yardımıyla yarı açık bir pencerenin çerçevesine tutunan, yüzünü göremediğimiz kişinin (muhtemelen sanatçının kendisi) neyle uğraştığı belirsizdir. Kenarlara çekilmiş, sanki bir daha kapanmamak üzere uçlarından birbirlerine ve portatif bir masaya bağlanmış koyu renkli perdelere bakılacak olursa, bu anonim kişinin odada sürdürdüğü uğraşı, tanıklık ettiğimiz andan çok daha önce başlamıştır. Aralık duran pencereye sıkıştırdığı büyük yastık sanki pencerenin kapanmasını engellemek için oraya konulmuş gibidir. Bir cam temizleyicisi olduğundan şüphelenebileceğimiz, ama bu izlenimden kesin olarak emin olamayacağımız kişi, muhtemelen pencere storlarına ait olan bir çubuğu ucundan büküp cama doğru tuttuğunda, şaşırtıcı bir optik yanılsama doğar. Kendisi içeride durduğu hâlde sanki kolu camın içinden geçip dışarı uzanmış, camın ‘iç’ ve ‘dış’ arasına çektiği şeffaf sınır ortadan kalkmıştır. Özgür’ün kurduğu sahneye ilişkin sorular giderek daha da kafa karıştırıcı bir hâl almaya başlar: Bu oda nerededir, neden bu kadar boş görünür, penceredeki kişi kim, tüm bu yaptıkları hangi amaca hizmet ediyor? Ferhat Özgür, masa ve sandalye dışında herhangi bir mobilyası bulunmayan, hiçbir kişisel iz taşımayan, dolayısıyla herkese ait olabilecek bu anonim odayı, dışarıdan hiçbir malzeme taşımadan yeniden düzenleyip kendi performansına açarken, zihnimizde beliren sorulara kesin yanıtlar sunmaz. Sanatçı, odada kurduğu basit düzenekle dışarıyı içeriye alır; gün ışığı ve gölgelerin mekânın boşluğunu doldurmasına izin verir.
Visual arts ile ilgileniyor musunuz?
Size özel Culture Weekly ile yeni içeriklerden haberdar olun
Her şey hazır.
İlk Culture Weekly bülteniniz bu hafta gönderilecek.