Sanatsal pratiğinde hafıza politikalarını, baskı dillerini ve direniş biçimlerini inceleyen Šejla Kamerić ev, sınırlar ve ulusal aidiyet gibi kavramları araştırır. Yapıtlarının çoğu Bosna Savaşı’na (1992–1995) dair deneyimlerine ve acı dolu hatıralarına dayanır. Sanatçının en zor zamanlarda bile hayatın inceliklerinin bir kenara itilemeyeceğini hatırlatan üretimi, insanın direnme gücünü vurgularken karmaşık bir psiko-coğrafi manzarayı gözler önüne serer.
Yasa dair sembolleri, yasın anlatım yollarını ve şahit olmanın şiddetini irdelerken video, film, yerleştirme, fotoğraf, afiş ve kitap gibi çeşitli mecraları kullanan Kamerić, ‘iğne işleri’ olarak tanımladığı bir dizi yapıtında örgü ve nakışı da bu mecralar arasına dahil eder. "Kayıp" başlıklı serisinde, bir kişinin kaybı ve bu kaybın yarattığı boşluğu ele alır.
Nakış işlemek için kullanılan ahşap kasnaklara, Bosna’da kadınların yas döneminde taktıkları beyaz tülbentleri geren Kamerić, tülbentlerin üzerini motiflerle bezemek yerine tamamen boş bırakır. Kasnaklardan düzensiz bir şekilde sarkan altın iplikler ve uçlarına takılı iğneler dökülen gözyaşlarını anımsatırlar. Genellikle oyalanmaya, boş zaman geçirmeye yarayan nakış, burada baş başa kalınan kaybın acısıyla başa çıkmanın aracına dönüşür. Ancak tülbentlerdeki boşluk, acı karşısında yeniden başlayamamanın, devam edememenin ifadesi gibidir.