Abdülmecid Efendi’nin eserleri içinde tarih konulu resimlere, hayvan figürlerine, manzara ve natürmortlara, en çok da portrelere rastlanır; mimari yapılara ya da bu yapıların detaylarına odaklandığı resimleri sayılıdır. Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’ndaki Cami Kapısı, buanlamda nadir örneklerden biridir.
Cami kapılarını ve iç mekânları tablolarında sıklıkla kullanan, arka planda abidevi bir yapının önüne yerleştirdiği figürlerle canlı sahneler yaratan Osman Hamdi’nin adı Abdülmecid Efendi’nin resim hocaları arasında anılmaktadır. Osman Hamdi resmettiği dini mekânların içinde ve dışında yazı levhalarına ve çini kitabelere de yer vermiştir. Bu uygulamanın bir benzerini Abdülmecid Efendi’nin bu resminde görmekteyiz.
1339/1920 tarihli tabloda, mermer karolarla kaplanmış bir iç avluda, Korint tipinde devşirme sütun başlıklı, su yeşili iki sütun ile biri dar biri geniş, nal formlu iki kemer vardır. Sütunların hemen üzerinde, kemeri yükselten ara eleman ve arkasındaki duvar çok renkli, geometrik bezemeli panellerle kaplıdır. Geniş kemerin altında, tek kanadı kapalı, geometrik formlar ile bezeli, muhtemelen sedef ve fildişi kakma ile süslenmiş, kündekâri tekniğindeki ahşap kapının aralığından görülen sıralı sütunlar, erken İslam mimarisinin örneklerini hatırlatmaktadır. Kapının üzerinde ise, celî sülüs hatla yazılmış “Ey tüm kapıları açan Allah’ım bize hayır kapılarını aç” anlamındaki Arapça ibare yer almaktadır. Büyük kemerin içine yerleştirilmiş pirinç bir çubuğa sarı halkalar ile tutturulmuş lacivert perde, resmin sağ kenarına doğru sarı bir kordon ile toplanmıştır. Resmin sağ alt köşesinde Arap harfleriyle “Abdülmecid bin Abdülaziz Han 1339” yazılmıştır.
Abdülmecid’in resmindeki bu mekanın yeri tespit edilememiştir. Endülüs Emevilerinin kenti Granada’daki Alhambra Sarayı veya Kuzey Afrika’daki Kayrevan (Kairouan) Ulu Camii gibi erken İslam mimarisi örneklerinin unsurlarını kullanmış olması, muhtemelen kütüphanesindeki İslam mimarisine ilişkin yayınlardan ve mecmualardaki fotoğraflardan yararlanmış olduğunu düşündürmektedir. X-ışını filmleri, Abdülmecid Efendi’nin Cami Kapısı’nı resmetmeye başladıktan kısa süre sonra fikrini değiştirdiğini göstermektedir. Ressam bu tabloda caminin kapısının önünde, bir halının üzerinde ayakta duran kavuklu, kaftanlı bir erkek figürü üzerinde çalışmaya başlamış, ancak sonuçtan memnun kalmamış olacak ki figürü boya katmanları ile örtmüştür.