Serkan Özkaya, sanatın ne olduğunu ve nasıl işlediğini sorunsallaştıran yapıtlarını orijinallik, kopyalama, çoğaltma ve temellük etme gibi kavram ve stratejiler üzerine kurar. Yapıtın orijinalliği, sergilenme değeri ve kurumsallaşmasına ilişkin kriterlerle oynayıp kanonik yapılanmaları boşa düşürdüğü çalışmaları, çoğu kez sanat tarihinden ikonik eserlere referanslar taşır. Bir iskemleyi en yalın çizgileriyle temsil ettiği "Spagetti İskemle" adlı işinde, sanatçının kullandığı malzemenin sıradışılığı kadar, temsil meselesine dair çağrışımlar da dikkat çekicidir. Kavramsal sanatın öncülerinden Joseph Kosuth’un ahşap bir sandalye, sandalyenin fotoğrafı ve sandalyenin sözlük tanımından oluşan "Bir ve Üç Sandalye" (1965) adlı yapıtından yola çıkan Özkaya, hayatın içerisinde yer alan ve herkesin erişebileceği ucuz bir tasarım nesnesi olarak konumlandırdığı makarnayı daha sonra tüm farklı çeşitleriyle birlikte geniş kapsamlı bir projeye de taşır. "Bir ve Üç Makarna" adını verdiği bu proje için "Pasta by Design" [Tasarım Açısından Makarna, 2011] kitabının yazarı George L. Legendre ile işbirliği yapan Özkaya, birer sanat eseri gibi ayrı ayrı raflara yerleştirdiği makarna çeşitlerini, makarnanın matematiksel denklemi ve bu denklemden yola çıkarak üretilmiş mükemmel plastik versiyonuyla bir arada sergiler.