Selim Birsel, birbirini bütünleyen, yeniden yorumlanmaya açık ya da farklı katmanlara odaklanan kişisel incelemeler, rastlantısal karşılaşmalar, tarihsel olaylar ve toplumsal refleksler üzerinden sanatsal pratiğini kurgular. Yapıtları ziyaretçiyle çoğu kez bir oyun çerçevesi içinde doğrudan etkileşime girer ve sergilendikleri mekânda hayat bulur. "Çalı Okulu", demir ayaklarla birbirine bağlı bir sandalye ve masadan oluşan, üzeri aşınmış kahverengi formikayla kaplı tek kişilik bir okul sırasıdır. Sabit bir beden pozisyonunu dayatan ve hareketi kısıtlayan formuyla eğitim sistemine ve bu sistem içinde bedenin terbiye edilme biçimlerine işaret eden okul sırası, çekmecesinden yükselen ağustos böceği şarkılarıyla izleyiciyi doğanın sesine kulak vermeye, aylaklığa ve itaatsizliğe davet eder.