“Sedad Hakkı Eldem’i Anla(t)mak II: 1950-1980” adlı sanal sergi, Sedad Hakkı Eldem Arşivinden yapılmış seçkilerin ikincisidir. Sergi, mimarın 1950-1980 aralığındaki üretimine odaklanır ve bir önceki sergide olduğu gibi kronolojik bir yaklaşım benimser. Sergilenen projelerde, söz konusu dönemde Sedad Hakkı Eldem Üslubu kavramından söz etmeye başlanabileceği görülür. Öyle ki, bazı yapılar, özellikle konutlar, Eldem’in imzası sayılabilecek özellikler taşır. Eldem bunun yanında kendi üslubunu büyük ölçekli, farklı fonksiyonlu yapılara uyarlamasını da bilmiş, adeta bir formül ortaya koymuştur. Dönem, ekonomik arka plan ve toplumsal dönüşümlerin etkisiyle, 1930-1950 aralığından daha az devlet yapısı yani daha az resmi ideoloji temsiliyeti içerir. İşler çoğunlukla özel sektöre yapılır. Ancak bu sefer mimarın yapılarında devlet temsiliyetinin yerini, Sedad Hakkı Eldem Üslubu temsiliyeti alır ki, bu da başka bir sistematik tasarım yaklaşımı olarak karşımıza çıkar. Rıza Derviş Konutu ve Safyurtlu Konutu II yapıları ve Sertel Yalısı, Eldem bağlamında ezber bozucu bir nitelik taşımakla birlikte, özgürleşme durumu bu kadarla sınırlı kalır. Bu dönemde, tasarımda bağlamsalcılığın benimsendiği Sosyal Sigortalar Kurumu binasının da kendine has kurgu ve özelliklerinin vurgulanması önemlidir. Seçki, 1970’lerin sonunda tasarlanmış olan Alarko Ofis Blokları ile sona erer. “Sedad Hakkı Eldem’i Anla(t)mak I ve II” sergileri, mimarın Rahmi M. Koç Arşivi ve SALT Araştırma ortaklığında çalışılmış arşivinden kesitler sunmayı amaçlar.
Safyurtlu Konutu II, Yeniköy, İstanbul, 1952
Safyurtlu Konutu II, Sedad Hakkı Eldem’in ‘Milli Mimari’ ya da Türk Evi arayışlarının dışında bir çizgiye sahiptir. Betonarme ayaklar, cephelerde camın hakimiyeti, yatay vurgular ve benzeri özellikler, İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden gündeme gelen modernist mimarlık öğeleri olarak kabul edilebilir. Planda sofa adı verilen mekan aslında salondur, projede giriş holü yoktur. Bu durum, Sedad Hakkı’nın bu projede Türk Evi kavramından ne kadar ayrıştığının önemli göstergelerinden biridir. Sedad Hakkı Eldem, sonraki tasarımlarında yine Türk Evi arayışlarına, ‘Milli Mimari’ detaylarına döner. II. Safyutlu Konutu bu bağlamda Eldem’in kariyerindeki istisnalardan biridir.
Balkondan detay
İç mekan
Yan cepheden detay
Yan cephe
Hilton Oteli, Harbiye, İstanbul, 1951-1955
1955’te hizmete açılan Hilton Oteli, İstanbul’un ilk uluslararası otelidir. Tasarım ve inşası, dönemin yayımlarında oldukça heyecanla karşılanmış gibi gözükür. Oysa Hilton, Prost planı dahilindeki 1 numaralı parka yapılan ve planın bütünlüğünü bozan ilk inşaattır. Otel, yine II. Dünya Savaşı sonrası vahşileşen modernist hareketin kütlesel bir ürünü olarak Skidmore, Owings & Merill firması tarafından tasarlanır. Projenin ilk halinde Sedad Hakkı’nın müdahaleleri; ‘uçan halı’ şeklindeki giriş saçağı, divanhane plan şemasına sahip lokanta, bahçe köşkleri ve dekorasyonda kullanılan Türk Evi elemanlarıyla sınırlıdır. Ancak Hilton ve çevresi Sedad Hakkı’yı, kariyerinin geri kalanındaki çeşitli zaman aralıklarında, gerek genişletme çalışmaları, gerekse bir Türk lokantası tasarımı girişimleriyle meşgul etmeye devam edecektir
Lokantaya ait iç mekan eskizi
Bölümsel cephe ve bahçeyi gösteren perspektif eskiz
Bahçeden bölümsel detay
Giriş cephesi ve saçak
İç mekandan detaylar
'Uçan halı' şeklindeki saçağın detayı
Florya Tesisleri, Florya, İstanbul, 1955-1959
Florya Tesisleri, hem Florya’daki en önemli girişimlerden, hem de Sedad Hakkı Eldem’in kariyerindeki en kapsamlı projelerden biridir. Menekşe’deki tren istasyonundan Yeşilköy’e, Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu’nu da kapsayacak şekilde uzanır. Şehircilik yani yerleşim projesi Sedad Hakkı Eldem tarafından projelendirilmekle birlikte, yapı projeleri Orhan Çakmakçıoğlu’nun da katılımıyla hazırlanır. Tüm Florya sahilini düzenleyen bu kapsamlı proje 1956’da onaylanır, fakat uygulaması iki motel, bir kamping alanı ve günübirlik plaj kabinleriyle sınırlı kalır.
Genel görünüm
Detaylar
Detaylar
İç mekandan detaylar
Rıza Derviş Konutu, Büyükada, İstanbul, 1956-1957
Rıza Derviş Konutu, Safyurtlu Konutu II ile birlikte, Eldem’in tasarım bağlamında farklı eğilimler benimsediği ikinci projedir. Kariyerinin ilerleyen yıllarında, bu konutların üzerinden çok da zaman geçmeden Eldem kendi kanonunu oturtacak, yapılarını Milli Mimarlık diliyle tasarlayacaktır. Detaylarda her ne kadar yerel vurgular taşısa da, yapının genel morfolojisi, 1950’lerin modernist akımına oldukça uygundur. Tasarımdaki modernist etki; yatay vurgular, neredeyse düz olan çatı ve strüktürün dışa yansıması gibi özelliklerle kendini belli eder.
Arka cephe
Salon
Yan cephe
Hindistan Büyükelçilik Konutu, Cinnah Caddesi, Ankara, 1960-1968
Hindistan Büyükelçilik Konutu, yine bir Sedad Hakkı Eldem, Orhan Çakmakçıoğlu tasarım iş birliğidir. Bazı kaynaklarda modernist, bazılarında ise Sedad Hakkı’nın Türk Evi motifinin en önemli ifadelerinden biri olarak yorumlanmakla birlikte, içinde iki bağlamda da özellikler taşıyan bir hibrittir. Binanın beyaza boyanmış, betonarme, düşey strüktürel şeması, gerek taşıyıcı sistemin dışarıya ifadesi, gerekse modüler oranlar açısından, şüphesiz ki modernist bir tutumla tasarlanmıştır. Ancak yapının geri kalanına baktığımızda koyu renk duvar kaplamaları, uzun saçak ve birinci kattan itibaren uygulanan, adeta bir Türk Evi çıkması etkisi yaratan konsollar, Sedad Hakkı’nın yerellik arayışlarının yoğun ifadeleridir. Binanın genel dış etkisinin yanında, plan şemasının da benzer bir yaklaşımla ortaya konduğu görülür. Sedad Hakkı’ya göre yapı, “Plan itibariyle bir köşkten farklı değildir”. Eldem devam eder: “Salonlar, büyük bir orta sofa ile iki tarafındaki yemek odası ile özel bürodan ibarettir.” Bu da tipik çift eyvanlı, orta sofalı Türk Evi plan tipine karşılık gelmektedir.
Ön cephe
Arka cephe
Bölümsel ön cephe
Bölümsel ön cephe
Yan cepheden detay
Sosyal Sigortalar Kurumu Kompleksi, Zeyrek, İstanbul, 1962-1964
Sedad Hakkı Eldem’in Zeyrek’te yer alan Sosyal Sigortalar Kurumu Kompleksi projesi, 1962’de açılan bir sınırlı yarışma sonunda birincilik kazanır. Orijinal projelendirmede bir dispanser, kahve ve banka şubesi gibi fonksiyonlar yer almış olsa da, inşaat biter bitmez kompleksin tamamı kuruma devredilir.Yapılar kendi içlerinde Eldem’in kanonik Türk Evi göndermeli üslubunun uzun saçak, modüler cephe bölünmesi, çıkmalar ve düşey pencere oranları gibi özelliklerini içerir. Bunun yanında Eldem, tam bir bağlamsalcı tavırla yalnızca tek tek yapıların morfolojik özellikleriyle uğraşmamış, genel yerleşimi de sokağın silüetine uyacak şekilde tasarlamıştır. Ancak her bağlamsalcı yapı gibi, Sosyal Sigortalar Kurumu Kompleksi de inşası tamamlandığında, bağlamın çoktan değişmiş olması sebebiyle çıkış noktasından uzaklaşmıştır. Zeyrek Sosyal Sigortalar Kurumu Kompleksi, 1986’da mimarı Sedad Hakkı Eldem’e Ağa Han ödülü kazandırmıştır.
Perspektif eskiz
Sosyal Sigortalar Kurumu Kompleksi, Zeyrek, İstanbul, 1962-1964Salt
Cephe eskizleri
Muhtelif eskizler
Pakistan Büyükelçiliği, Ankara, 1963-1974
Pakistan Büyükelçiliği binası 1960’ların farklılaşan, parçalı elemanlardan oluşan mimari anlayışına belli bir ölçüde uygundur. Büyükelçilik iki binadan oluşur. Elçilik ofislerini içeren ilk bina Eldem’in artık klasikleşmiş modülleri, düşey pencere oranları ve dürüst strüktürüne sahiptir. Elçilik konutu fonksiyonuna sahip ikinci binada ise yine Eldem’in imzasını taşıyan karakteristiklerin yanında, parçalı tonozlardan meydana gelmiş bir saçak elemanı bulunur. Bu eleman kaçınılmaz olarak İslami göndermelere açıktır. Benzeri bir etki birinci yapıdaki girişi tanımlayan anıtsal taçkapıda da gözlemlenir. Bu öğeler yapılardaki Sedad Hakkı imzasını bulanıklaştırmakla birlikte, tamamen yok edemez.
Ofisler binası, yan cephe
Konut binası, yan cephe
Ofisler binası, cephe detayı
Konut binası, ön cephe
Ofisler binası girişi
Konut binası, bölümsel eskiz
Sirer Yalısı, Yeniköy, İstanbul, 1964-1967
Sirer Yalısı, dar ve bitişik nizama uygun arsası sebebiyle hem Sedad Hakkı Eldem’in klasikleşmiş yalı/konut tasarımlarından hem de diğer Boğaziçi yalılarından farklılaşır. Tasarım, yatay ve düşey oranlarıyla Boğaziçi yalılarına saygılı olmakla birlikte gerek organizasyon şeması, gerekse farklı ve birbirinin zıttı malzeme kullanımıyla dikkat çeken, strüktürün dışarı taştığı ön cephesiyle onlardan ayrılır.Arsanın şartları organizasyon şemasının serbest olmasına izin vermemekle birlikte, bu durum Sedad Hakkı Eldem’i tasarımda özgünleştirmiş görünür. Çıkma, modülasyon, düşey strüktür gibi elemanlar arka cephede yer almakla birlikte, ön cephe tasarımın geneline oranla daha bağımsızdır.
Ön cephe
Arka cephe
İç mekan
Ön cephe, perspektif eskiz
Akbank Genel Müdürlük Binası, Fındıklı, İstanbul, 1966-1968
Fındıklı’da yer alan Akbank Genel Müdürlük Binası, Sedad Hakkı Eldem’in, hayatı boyunca üzerinde çalıştığı Türk Evi karakteristiklerini başka bir fonksiyon ve daha büyük bir ölçeğe taşıma denemelerinden biridir. Söz konusu etki en çok cephede gözlemlenir. Sedad Hakkı Eldem’in arşivinde bina için yapılmış sayısız cephe eskizi bulunur. Bu eskizlerin hepsi dışa vurmuş bir strüktür ve birbirinden farklı modüler sistem denemelerini gösterir. Binanın ofis binası olması, modüllerin iç mekanda alt modüllere bölüneceği beklentisini yaratsa da Eldem ofis katlarını açık ofisa şeklinde tasarlar. Bu bağlamda ve cephe de göz önüne alındığında tasarım oldukça derli toplu ve yalındır.
Ön cepheden detay
Girişten detay
Denizden görünüm
Cephe eskizleri
Atatürk Kitaplığı, Taksim, İstanbul, 1966-1975
Başlangıçta birçok fasiliteden oluşan bir kültür merkezi olarak programlanmış ve tasarlanmış olmakla birlikte yalnızca kitaplık kısmı inşa edilebilmiştir. Tasarımın düşey strüktürlü altıgenlerden oluşan plan şeması, Eldem’in, Hilton için tasarladığı ancak bir türlü uygulayamadığı Türk Lokantası’nın plan şemasından türemiştir. Yani bina, Eldem’in uzun süre üzerinde yoğunlaştığı altıgen şeklin üçüncü boyutta vücut bulmuş halidir.Eldem, tasarımın dayandığı temeli şu şekilde ifade etmektedir: “Bu tarz sekizgen köşkler bizim geleneğimizde vardır ve büyük sanatçı ve mimarların adlarıyla anılır. Bunları yapmak ayıp bir şey değil. (...) Ben bunda hiçbir yanlışlık görmüyorum. İnsanın kendini taklit etmesinde hiçbir yanlış olamaz. Yoksa bir proje uygulanıp da yapı inşa edildikten sonra mimar bir daha tekrarlanmamak üzere buna damgasını vurursa, bu o mimarın tükenmesi, ölmesi demektir.”
Ön cephe çizimi, Mart 1973
Arka cephe
Genel görünüm
Vaziyet planı eskizi
Genel görünüm
İç mekan
Sertel Konutu, Yeniköy, İstanbul, 1975-1980
Sertel Konutu, gerek plan şeması, gerek cephe elemanları, gerekse de kütlesel konumlanma biçimi olarak Sedad Hakkı Eldem üslubuna ait her öğeyi içinde barındırmaktadır. Bu bağlamda ilerici bir tasarım, ya da Eldem’in kavramsal arayışlarından bir diğeri değil, kendi üslubunun kristalize olmuş halidir denebilir. Orta sofalı bir plan tipine sahip olan konut, modüler ızgara sisteme sahiptir. Bu sistem cepheye, yine Eldem üslubuna uygun olarak, modüler bölünmeler şeklinde yansır. Saçak ve çıkma elemanları da bu temsili tasarımda kaçınılmaz olarak yerlerini almışlardır.
Bölümsel yan cephe
İç mekan
Cephe eskizleri
Alarko Ofis Blokları, Ayazağa, İstanbul, 1976-1979
1980 yılında yayımlanan Arkitekt dergisinde proje ve Eldem’e dair “yeni bir formül oluşturan yeni mimar” ifadesi kullanılır. Oysa geri dönüp baktığımızda Eldem’in kariyeri boyunca, Türk Evi ve Milli Mimari özelliklerini farklı fonksiyon ve ölçeklere taşıma arayışını görürüz. Bunun en yakın örneklerinden biri, Ayazağa’daki Alarko Ofis Bloklarıdır. Büyük ölçekli yapılarda, döneme uygun olarak alüminyum ya da cam kullanmaktan kaçınan Eldem, betonarme karkas strüktürü dış cepheye yansıtan, aralarını sövelerle, düşey pencere oranı yakalayacak ve bant pencere etkisini kıracak şekilde modüler biçimde bölen, iç mekanda ise modüler bölünmeden vazgeçen ve çalışma alanlarının açık ofis şeklinde tasarlandığı bir formül geliştirir. Dolayısıyla ikisi sekiz, biri on katlı üç binadan oluşan proje, Eldem’in ofis binaları prototipinin tüm özelliklerini yansıtmaktadır.
Ön cephe
Cephe detayı
Giriş
Genel görünüm
Hazırlayan / Prepared by Aslı Can, SALT Research and Programs
Kaynaklar / Sources:
Sedad Hakkı Eldem II Retrospektif, Bülent Tanju, Uğur Tanyeli
Sedad Eldem, Sibel Bozdoğan, Suha Özkan, Engin Yenal, Hans Hollein
Tasarım ile ilgileniyor musunuz?
Size özel Culture Weekly ile yeni içeriklerden haberdar olun
Her şey hazır.
İlk Culture Weekly bülteniniz bu hafta gönderilecek.