Nazimî Yaver Yenal

Bir Kağıt Mimarının Hayali Dünyası: Nazimî Yaver Yenal

Bir gösteri yapısı perspektifi., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Bir Kağıt Mimarının Hayali Dünyası: Nazimî Yaver Yenal

Nazimî Yaver Yenal (1904-1987) idealist erken Cumhuriyet kuşağının temsilcisidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında gençliğini yaşayan Yenal, Sanayi-i Nefise Mektebi’nde, hocası Giulio Mongeri’nin eklektisizm anlayışının etkisinde yetişir ve birincilikle mezun olur. Kazandığı yarışmalarla şekillenen kariyeri, erken Cumhuriyet döneminin kültür politikaları tarafından desteklenen devlet bursu ile gittiği Paris ve Berlin’de kazandığı deneyimle gelişir. Eğitmen olarak girdiği Güzel Sanatlar Akademisi’nde, olağanüstü politik koşullar sonucu İstanbul’da bir araya gelmiş avant-garde Alman mimarlarla yakınlık kuracağı verimli ortamda olgunlaşır. Öğrencilik yıllarında, Sedad Hakkı Eldem’in “bizden çok daha ileride idi” diyerek aktardığı Yenal’ın kuşku duyulmayan yeteneği ve parlak başlayan mimarlık kariyerine rağmen, neredeyse hiçbir tasarımı inşa edilmez.

Uygulanmamış tasarımları, yarattığı umutlar, inşa edilmeme nedenleri ve hayal kırıklıkları ile birlikte güçlü bir hikaye anlatır. Resmi mimari söylem dışında kalarak unutulan Yenal, kendine yalnızca çizimlerden oluşan bir mimari üretim alanı yaratır. Çizimleri, önce akademide dışarıya kapalı odasında, emekliliği sonrasında evinde özenle korunur. Ölümünden sonra dağılır.

Nazimî Yaver’in hem klasik mimarinin repertuarına hem de modernizme hakim betimsel fantazileri, çizimleri mimarlığın amacı olan inşa eylemi ile ilişkilendiren etkenlerden tamamen bağımsız ve bu serbestlikten güç alan hayali tasarımlara karşılık gelir. İnşa edilmeyen ve kimseyle paylaşılmayan tasarımlar, kamusal bir sanat alanı olan mimarlığı özelleştirir. Hayalgücünün yön verdiği estetiği, kaçınılmaz şekilde kişisel kodlarla iç içe geçerek tanımlanır. Bu öznellik, Yenal’ın çizimlerinin doğru anlaşılabilmesi için, içerdikleri tasarımlar kadar yaratıcısı üzerinden de bir okumayı zorunlu kılar. Kağıt üzerinde kalan avant-garde çizimleriyle Nazimî Yaver Yenal, Cumhuriyet dönemi Türk mimarlığının belki de en önemli “kağıt mimarı”dır.

Nazimî Yaver Yenal. İbrahim Çallı, İbrahim Çallıİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Ömer Nazimî Sanayi-i Nefise’de

Nazimî Yaver Yenal’ın Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane’de 1920’lerde geçen öğrencilik yıllarına ait tasarımları, üslup arayışları kadar dönemin mimarlık eğitimindeki eğilimlere de ışık tutar, on dokuzuncu yüzyıl sonunda pedagojik bir referans noktası olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kabul gören Paris, École des Beaux-Arts eğitim anlayışının ülkenin tek mimarlık eğitimi kurumu olan Sanayi-i Nefise Mektebi’nde verilen akademik eğitime etkisini gösterir. Müfredata hakim, eklektik bir mimari anlayışın çeşitlemelerini gözeten Batı kökenli metodoloji, Osmanlı mimari geçmişine adapte edilerek yeniden düzenlenir. Tasarımlar, plandan çok cephe odaklıdır. Cepheler, sahne dekorunu andıran görkemli kompozisyonlara dönüşürken, farklı mimari pratiklerin belleğinden alıntılarla kurgulanan detaylar içerirler.

Döneminin en başarılı öğrencilerinden olan Yenal, Sanayi-i Nefise’de Mimar Kemaleddin Bey, Vedad (Tek) ve Giulio Mongeri atölyelerinde öğrenim görür. Tarihselci üsluptaki çizimlerin büyük çoğunluğunda, “O. Nazimi, Élève de M. Mongeri” ibaresiyle proje hocasının ismi özellikle belirtilmiştir. Nazimî Yaver’in okul projeleri, eğitimi boyunca aldığı birinciliklerden dolayı, akademinin öğrencilerden beklentisini çok iyi yansıtan, günümüze ulaşabilen önemli ve ender örneklerdir.

"Un pavillon d'exposition", neo-Rönesans üslubunda sergi binası., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

[B]enim gibilerin yerleri uzun salonun ortalarında idi. Baş ucuna kadar sallana sallana gitmemiz hele olağan şeylerden değildi. Orada büyüklerin masaları vardı. Nazimî Yaver, Macit Rüştü (Kural) gibi. Nazimî Yaver hayret ve hayranlık verecek bir resim tekniğiyle bina projeleri yapardı. Bizden çok daha ileride idi. Kurşun kalem tekniği her çizginin bir nokta ile düğmelenmesi şeklinde oluşuyordu. Netice büyük bir virtüozite etkisi yaratıyordu. Ancak o çizgi kalabalığı arasında uygun olanları seçmek gerekiyordu. ¹

¹ Uğur Tanyeli, "Genç Sedad Hakkı Eldem: Kültürlerarası bir Kimlik İnşası, 1908-1930," Sedad Hakkı Eldem: 1, Gençlik Yılları, derleyen Edhem Eldem (İstanbul: Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, 2008), 57.

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Banka çizimi, birincilik aldığı şehadetname projesi. adlı çalışması (1925)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Jean Weinberg adlı sanatçının Ziraat Bankası Ankara şubesi, Mongeri’nin projesinde Yenal da görev aldı. adlı çalışması (1930-07-15)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Nazimî, mezuniyeti öncesinde, kendisine büyük güven duyan hocası Mongeri'nin, akademideki mimari şubesinin devamı sayılabilecek, pek çok öğrencisine çalışma imkanı tanıdığı bürosunda çalışmaya başlar. Mongeri'nin bürosunda, özellikle Ziraat Bankası'nın, Ankara merkez şubesinin tasarım sürecine dahil olur. Cumhuriyetin ilanı ile beraber, bankanın İstanbul ve İzmir teşkilatları başkente bağlandığından, kapsamlı bir yeni yönetim binasına ihtiyaç duyulmuştur. Tasarımda, Mongeri'nin strüktür, malzeme, işlevsel örgütlenmeyle birlikte, Osmanlı geçmişine öykünen eklektizmin birlikteliğine dayanan görüşü öne çıkar.

Yenal meslektaşları ve öğrencileriyle. (1933-1934)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Güzel Sanatlar Akademisi: Kurumların İhtiyatlı Cazibesi

Yenal, 1932’de Güzel Sanatlar Akademisi’ne eğitmen olarak dönüşünde kendini önemli bir reform sürecinin ortasında bulur. Cumhuriyet yöneticileri artan bir sıklıkla Batılı uzmanlardan yararlanmayı seçerken, akademinin “Mimarlık Şubesi Şefliği ve Profesörlüğü"ne 1930’da İsviçreli Ernst Egli getirilmiştir. Egli, okulun eğitimsel metotlarını kökten değiştirecek reform ile kökeni Alexander Vallaury’ye uzanan akademik mimarlık eğitimi programını çağdaşlaştırarak güncel uluslararası ilkeleri esas alan bir eğitimin temellerini atar. Egli dönemi ile beraber Türk mimari eğitiminde modernizm, ya da dönemin tanımlamasıyla “yeni” ya da “asrî” mimari, klasisizme kesin olarak baskın çıkar.
Olağanüstü politik koşullar neticesinde Yenal, bir zamanlar Avrupa avant-garde mimarlığının öncüleri olmuş ve artık Türkiye’de bir sürgün psikolojisi ile mimari projelerini hayata geçirmeye çabalayan Bruno Taut, Martin Wagner gibi son derece önemli mimarların çalışma ortamına dahil olur.Yenal’ın Akademi’deki ilk görevi, Dahilî Mimari muallimi olarak Avusturyalı Philip Ginther yanında asistanlıktır. Yenal, 1969 senesindeki emekliliğine kadar kırk yıla yakın eğitimcilik kariyerini sürdürür. Sevilen ve özverili bir öğretmendir. Üzerinden asla çıkarmadığı beyaz önlüğü ve elinden düşürmediği ufak kurşun kalemleriyle öğrencilerini her zaman teşvik etmeye gayret eder.

Olağanüstü politik koşullar neticesinde Yenal, bir zamanlar Avrupa avant-garde mimarlığının öncüleri olmuş ve artık Türkiye’de bir sürgün psikolojisi ile mimari projelerini hayata geçirmeye çabalayan Bruno Taut, Martin Wagner gibi son derece önemli mimarların çalışma ortamına dahil olur. Yenal’ın Akademi’deki ilk görevi, Dahilî Mimari muallimi olarak Avusturyalı Philip Ginther yanında asistanlıktır. Yenal, 1969 senesindeki emekliliğine kadar kırk yıla yakın eğitimcilik kariyerini sürdürür. Sevilen ve özverili bir öğretmendir. Üzerinden asla çıkarmadığı beyaz önlüğü ve elinden düşürmediği ufak kurşun kalemleriyle öğrencilerini her zaman teşvik etmeye gayret eder.

Gösteri yapısı perspektifi., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Modernizm: Paris ve Berlin

Osmanlı döneminden itibaren Türk entelektüelinin eğitim sürecinin geleneksel bir parçası olan Avrupa seyahatini, Nazimî 1927-1928 döneminde, Güzel Sanatlar Akademisi’nin düzenlediği ilk mimari Avrupa konkurunda birinciliği alarak Paris’e ve ardından Berlin’e giderek gerçekleştirir. Nazimî, art déco’nun hâkim olduğu Paris’in genel mimari ortamına rağmen, avant-garde kabul edilen modernizm ile ilgilenir. 1930 yılında askerlik için yurda döner. 1931 senesinde ise yine burslu olarak Berlin’e yerleşir. Hans Poelzig’in, Meister Atelier isimli “atölye-okul”una kabul edilir. Paris döneminde ilgi duymaya başladığı modernizmi iyice sahiplenerek uluslararası avant-garde çizgiye yaklaşır ve akademik eklektizmden kopar. Modernizmle beraber işlevsellik öne çıkarken, plan etütleri önem kazanır. Yenal’ın çizim teknikleri de dönüşüme uğrar. Cephe görünüşleri yerine farklı cepheleri aynı anda algılamaya olanak sağlayan izometrik perspektif kullanımı öne çıkar.

Nazimî’nin bu dönemdeki çizimlerinin her biri, farklı renklerde, el yapımı, art déco paspartulara monte edilmiştir. Çalışmaların her birinin üzerinde “Ö. Nazimi Yaver, Arkitekt - Meister Atelier Professor Hans Poelzig, Technische Hochschule und Akademie der Kunst, Berlin, Charlottenburg” ibaresiyle yer alır. Nazimî’nin Berlin döneminde modernizmi kâğıt üzerinde kuramlayan çizimleri, tasarım sorunlarını salt eğitsel deneyler olarak ele alır. Çalışmalar, sosyal misyonlar yüklenmez. Spekülatif değildirler. Fantezi asla ütopyaya evrilmez, ütopik ya da distopik provokasyonlarla sosyal bir eleştiri niyeti taşımaz ve alternatif gelecek kurguları ile uğraşmazlar. Öneriler işlevsel ve gerçekçidir.

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Citroen Garajı perspektifi, Paris. adlı çalışması (1927/1929)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Mimar Sinan Üniversitesi'nde yer alan Nazimî'ye ait çizim Fransız mimar Albert Laprade'a ait, günümüze de ulaşabilmiş, Paris, Marbeuf Sokağı'nda yer alan, Citroen Garajı perspektifidir. 1927-1929 tarihleri arasında inşa edilen çok katlı araba satış galerisi, çelik putrel ve betonarmenin beraber kullanımıyla, dönemi için hem program hem de teknoloji açısından oldukça sıra dışıdır. Ancak tasarımı bir modernist ikona dönüştüren, farklı katlarda teşhir edilen arabaların sokaktan algılanabileceği bir araba sahnesi fikriyle, 19 m genişliğinde ve 21 m yüksekliğinde dev bir cam perde cephe ile oluşturulan senografik anıtsal vitrindir.

Citroen Garajı perspektifi, Paris. (1928)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Geschäftshaus’tan ilham alan bina tasarımı., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Geschäftshaus, Breslau. (1911/1913)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Maison Guiette etüdü. adlı çalışması (1926)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Maison Guiette, Anvers.İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Le Corbusier'nin kuramladığı modern mimarlığın beş ilkesi olan serbest cephe, serbest plan, bina kütlesini zeminden yükselten kolonlar, yatay bant şeklinde uzanan pencereler ve teras çatı Yenal’ın tasarımlarında yer bulur.

Gösteri yapısı perspektifi., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Hans Poelzig o dönemde, 1920'ler Almanya'sının baskın sanat akımı ekspresyonizmin, abartılı duygusal taşkınlıkları ve aşırılıklarına reaksiyon olarak, nesnelliği, yararlılığı, işlevselliği öne çıkaran "Neue Sachlichkeit" (Yeni Nesnellik) hareketinin öncülüğünü yapmaktadır. Özellikle gösteri yapıları ile tanınır. Sinemanın kentli sosyal yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldiği 1920'li yıllar boyunca, tüm dünyada olduğu gibi Almanya'da da yoğun bir tiyatro salonu inşaatı söz konusudur.

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Anıtkabir projesi ön cephe etüdü. adlı çalışması (1941)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Anıtkabir Proje Yarışması Eskizleri

Yenal’ın 1941 yılında açılan Anıtkabir Proje Yarışması için hazırladığı anlaşılan, plan, kesit, cephe görünümü ve detay çizimleriyle toplam 25 çizimden oluşan tasarım, yarışma şartnamesinde belirtilen fiziksel ve psikolojik gereklilikleri tatmin eder niteliktedir. Tasarım öğeleri, zaman ve mekân (kronoloji ve coğrafya) olarak birbirinden tamamen farklı; Mısır, Selçuklu, Memlûk, Osmanlı, on dokuzuncu yüzyıl Rus ve Nazi dönemi Alman mimarilerinden derlenen öğeler barındırırlar. Çatı yırtığı ile iç mekanda, ziyaretçinin ışık algısı üzerinden kurgulanan maneviyat arayışı, mezarın en önemli tasarım kriteri olarak öne sürülür. Yenal’ın Anıtkabir Yarışması için hazırladığı bu eskizleri yarışmaya sunup sunmadığı ise bilinmiyor.

Ayastefanos Rus Anıtı kartpostalı.İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Anıtın üzerine oturduğu, platformlarla yükselen yüksek kaidenin ülke belleğindeki tek örneği, 93 Harbi yenilgisi sonrası Ruslar tarafından Yeşilköy'de inşa edilen ve 1914 senesinde yıkılan Ayastefanos Rus Anıtı'dır. Düz teras çatı haricinde bu anıt ile benzerlik, zemin kotunda yer alan kemerli giriş kapısında devam eder. Rus Anıtı'nda bu giriş üzerinde yer alan ikon nişi, Yenal'da alınlık motifiyle tamamlanan bir ufak balkona dönüşür.

Anıtkabir proje yarışması için kesit çalışması., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Anıtın ana girişi olan mukarnaslı taçkapı, Osmanlı mimarisindeki geleneksel kullanımın aksine, birinci katta konumlanır. Taç kapıya ulaşan uzun ve kavisli merdivenler, anıt mezara girmek üzere tırmanan ziyaretçilerin güzergahını, dini bir geçit alayındaymışçasına tanımlar. Ziyaretçilerin görüş açısı her kavis ve terasta farklılaşarak dinamik bir görsellik amaçlanır. İki kattan oluşan iç mekan duvarlarını kaplayan sade taş örgü, meşalelerle hareketlendirilir.

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Berlin Neue Wache tepe açıklığından ilham alan aydınlatma etüdleri. adlı çalışması (1941)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Çatının ortasında konumlanan dairesel tepe açıklığı, Nazimî Yaver'in Berlin yıllarından aşina olduğu, Neue Wache Anıtı'nda yer verilen detayı tekrarlar. Ancak Yenal, bu klasik öğeyi, alt kotta yer alan ikinci bir açıklık ile geliştirir. Çatı yırtığı ile sağlanmaya çalışılan, ziyaretçinin ışık algısı üzerinden kurgulanan maneviyat arayışı, mezarın en önemli tasarım kriteri olarak öne sürülür.

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Anıtkabir arka cephe etüdü. adlı çalışması (1941)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Anıtkabir eskizlerinin hepsinde uygulanmış, üst üste iki kesik piramitten oluşan kitle tasarımı ve çoğunda gözlenen rampalar eski Mısır mimarisini çağrıştırır. Bu tercihin açıklanabilmesi, 1940'larda Türk mimarlarının iki ilham kaynağından birisi olan Batı dünyasındaki sanat ortamına göz atmayı vazgeçilmez kılar. Batı'da kökleri Rönesans'a kadar uzanan fakat asıl Napolyon'un 1798'deki Mısır Seferi'nden sonra yoğunluk kazanan Mısır tutkusu, 1922'de Tutankamon'un mezarının keşfedilmesiyle bir yeniden canlanma süreci yaşamıştı. Mısır mimarisinin özellikle Eski ve Orta Krallık dönemlerine ait, yatay ve dikey hatların egemen olduğu yalın kitle tasarımları, bezemeden arındırılmış cephe düzenleri ve yalnızca asal geometrik biçimlerin kullanıldığı ayrıntılar, on dokuzuncu yüzyılın eklektizminden kurtulmayı amaçlayan modern mimari taraftarlarına çok çekici gelmişti.

Nazimî Yaver Yenal adlı sanatçının Yıldız Sarayı İstanbul Balkan Konferansı Tefriş Projesi. adlı çalışması (1934)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

“Dahili Mimari” Çalışmaları

Nazimî Yaver’in iç mekân ve mobilya tasarımına yönelmesine yol açacak gelişme, 1933 senesinde Milli Saraylar Müdüriyeti tarafından İstanbul’da, Yıldız Sarayı’nda gerçekleştirilecek Balkan Konferansı için düzenlenen “Yıldız Sarayı İstanbul Balkan Konferansı Tefriş Projesi” konulu önemli yarışmada aldığı birinciliktir. Katılımcılardan, merasim dairesi içerisinde, konferanslar için gerekli mobilyaların tasarlanması amacıyla proje geliştirmesi istenmiştir. Nazimî Yaver’in Balkan Konferansı mobilyaları için öngördüğü art déco üslubu, tüm dünyada yükselmekte olan, ulusal söyleme dayalı, milliyetçi siyasal dönüşüme rağmen, politik sembollerle ilişkilendirilmeyen, dekoratif çizgidir.

Modern zamanların ruhunu yakalamak konusunda oldukça hevesli Cumhuriyet ileri gelenlerinin, kentli Türk burjuvazisi için uygun gördüğü mimari dil olarak son derece ikna edicidir. Devletin ilerleme söylemiyle tutarlıdır. Uluslararasıdır ve tarihselci akımların aksine, Osmanlı geçmişine ait hiçbir referans sunmaz. Modernizm, mimari, resim ve endüstriyel tasarımın iç içe geçtiği, mimar, ressam, marangoz ve zanaatçıların beraber çalıştığı, verimli bir ortaklığa karşılık gelir. Yenal arşivinde yer alan iç mimari çizimleri de aynı anlayışla, modern mobilya denemelerini tanımlı bir mekân içerisinde, aydınlatma elemanları, perde, halı gibi elemanlarla bir bütün olarak kurgular.

"Dahili mimari" çalışması., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Nazimî'nin, akademinin Resim Bölümü hocalarından Zeki Kocamemi ile ortaklaşa gerçekleştirdiği mobilya tasarımları mevcuttur. Zeki Kocamemi, 1930 yılında, tıpkı Yenal gibi Dahili Mimari Şubesi'ne Ginther'in asistanı olarak atanmış, 1933 yılında ise aynı bölümde iç mimari ve mobilya eğitimciliğine getirilmiştir. 1936 yılında Zeki Kocamemi Atölyesi'ni kurmuştur. Bu ortaklıkta, Zeki Kocamemi, akademinin ressam marangozu, Nazimî ise akademinin mimar marangozudur.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde günümüzde de kullanılan bir bank.İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Kocamemi ve Yenal iş birliğinin bir ürünü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Konferans Salonu’nda günümüzde de kullanımda olan banklardır. Burhan Toprak’ın Akademi Müdürlüğü sırasında Çifte Saraylar 1 Nisan 1948 tarihinde çıkan büyük yangında harap olur. 1952-53 yılları arasında onarılarak yeniden eğitime açılan yapıların farklı birimleri için özel mobilya ihtiyacının karşılanması amacıyla bizzat akademi hocaları, Ahşap Atölyesi’nin başında bulunan Hayati Görkey’le iş birliği içerisinde tasarımlar verirler. Masif gürgen banklar, 1955 yılında Mimar Nazimî Yaver Yenal tarafından tasarlanır, Zeki Kocamemi ile ortaklaşa üretilir. Bankın özgün versiyonu iki kişiliktir ve oturma bölümleri, ortada yer alan bir dayanak ile ayrılır. İleriki yıllarda öğrenci sayısının artması ile, orta kol iptal edilerek bank üç kişinin oturacağı şekilde dönüştürülür.

Deniz kenarında bir villa projesi., Nazimî Yaver Yenalİstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Kağıt Mimarlığı

Kağıt mimarlığı, İtalyan Barok mimar Giovanni Battista Piranesi ve 18. yüzyıl sonu Aydınlanma döneminin Fransız mimari dehaları Claude-Nicolas Ledoux ile Etienne-Louis Boullee'nin çalışmaları ile başlatılır. Terim ilk kez 1930’lu yıllarda, sosyalist gerçekçiliği savunan resmi ideolojiyle, Josef Stalin liderliğindeki SSCB’de, 1920'lerin soyut yapıtlar üreten avant-garde Rus mimarlarını eleştirme ve kötüleme amacı ile ortaya atılmıştır. Ancak bu terim, 20. yüzyıl boyunca prestij kazanacak şekilde dönüşerek, başlı başına bir mimari pratiği niteler hale gelir. Stalin'in ezip geçeceği Rus avant-garde'ları kadar, 1910'ların İtalyan fütüristleri, 1960'ların teknoloji aşığı İngiliz ütopya mimarları ve 1980'lerin Rus post-modern kuşağı, tasarımları Yenal'ın çizimlerinde olduğu gibi, inşa edilmemiş, dahası inşa edilmek üzere tasarlanmamış, uygulama hedefinden bağlarını tamamen koparan bir mimarlık anlayışı "kağıt mimarlığı" niteliğine bürünür.

Çizimleri, mimarlığın ana amacı olan inşa eylemi ile ilişkilendiren ölçek, strüktür, işveren, bütçe gibi etkenlerin yokluğunda geriye kalan, mimari hakkında söylemi oldukça samimi, resim ile sınırları belirsizleşmiş, kağıt üzerinde çalışmalardır. Tasarlanan yapının fonksiyonunu ikinci plana atan kağıt mimarlığı, anlatımın merkezine mimari çizimleri koyarken, sunum, temsil ve fikir üzerine yoğunlaşır. Mimari çizimler, mimari kültürün temel ve daimi unsurlarından biridir, John Hedjuk'a göre mimarinin state of mind'ı yani halet-i ruhiyesidir.

istanbul research institute adlı sanatçının Küratör Büke Uras ile Söyleşi - Nazimî Yaver Yenal adlı çalışması (2018-05-02)İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Hazırlayanlar: Hikaye

Küratör: Büke Uras
Bilimsel Danışman: M. Baha Tanman
Koordinatörler: Gülru Tanman, Zeynep Ögel
Proje Asistanı: Emir Alışık
Çeviriler: Melis Şeyhun Çalışlar
Dijital Adaptasyon: Emir Alışık, Zeynep Burcu Kantemir, Irmak Wöber, Gülru Tanman, K. Mehmet Kentel

Teşekkürler

Ruşen Dora
Önder Küçükerman
Rüştü Sungur
Hakan Türel
Hasan Türel
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Sergi kataloğuyla ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayın.

Katkıda bulunanlar: Tüm medya
Bazı durumlarda öne çıkan hikaye bağımsız üçüncü taraflarca yaratılmış olabilir ve aşağıda listelenmiş olan içeriği sağlayan kurumların görüşlerini her zaman temsil etmeyebilirler.
Ana Sayfa
Keşfet
Oyna
Etrafımda
Favoriler